20 Aralık 2011 Salı

Anatolia Tile & Stone..

Kanadadaki hemşehrilerimiz, ülkemizden giden gayretli çalışkan öğrencilerimize ve orada çalışmak isteyen başarılı arkadaşlara sponsor olup yardımcı oluyorlar..



Anatolia Tile & Stone was incorporated in Canada in 1995, founded by three siblings of the Elmaagacli Family, Bekir Elmaagacli -- Managing Director, Cengiz Elmaagacli -- Sales & Marketing Director and Berrin Elmaagacli -- Customer Service Director.

19 Aralık 2011 Pazartesi

İş Dünyasında 4 Nesil Bir Arada Çalışıyor, En İyi Dede-Torun Anlaşıyor



Dört ayrı neslin boy gösterdiği iş dünyasında, en başarılı sonuçlar dede-torun ilişkisindeki 1. ve 3. jenerasyonların karmasından oluşturulan ekiplerden alınıyor. Artık insan kaynakları politikaları da buna göre belirleniyor.

"Sessiz" nesil, "ben" nesli, X ve Y jenerasyonları... İş hayatında yer alan bu 4 ayrı nesilde, kimi zirveye oynuyor, kimi unvan ve kariyer için çalışıyor, kimi ise sadece parayla motive oluyor. İş yapış şekilleri farklı 3 ayrı jenerasyonun ardından, "Y nesli" olarak adlandırılan 1980 sonrası doğumlu 4. jenerasyonun da işgücüne katılmaya başlamasıyla, kuşaklararası çatışma iş dünyasına taşınmış oldu. Türkiye’deki 22 milyon kişilik istihdam piyasasında yer alan bu 4 ayrı jenerasyon, şirketlerin de işini zorlaştırıyor. Her birinin motivasyonu, iş yapış biçimi, terfi ve ücret beklentisi farklı olan 4 kuşak, şirketlerin insan kaynakları politikalarını jenerasyon farklılıklarına göre yeniden belirleme zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Kimi işinde güvenlik ve itibar, kimi ise bağımsızlık ve eğlence isteyen 4 ayrı kuşaktan, örneğin 2. nesil unvan ve kariyer, 3. nesil ise para için çalışıyor.

"Sessiz nesil" aynı işyerinden emekli olmayı isterken, ben-merkeziyetçi "ben nesli" daha iyi şartları bulduğunda hemen iş değiştiriyor. "X nesli" paraya bakarken, "Y nesli"nden en iyi verim ise, diğer çalışanlarla sürekli yarıştırarak alınabiliyor. Şirketlerde en başarılı ekipler ise "X nesli" olarak adlandırılan 3. jenerasyona 1. jenerasyondan bir supervizör verilerek kurulan ekipler. Çünkü tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi iş hayatında da dede-torun jenerasyonu baba-oğullardan daha iyi anlaşıyor. İş yerinde en iyi verimi almak için çalışanları birer jenerasyon atlayarak 1-3 veya 2-4 şeklinde ekiplere ayırmak gerekiyor.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Mediacom Eylül 2011 Medya Raporu


Halkla İlişkiler Uygulamaları - Radyo ve Televizyon

Halkla İlişkiler Uygulamaları dersi kapsamında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Gülderen Demircan' ın hazırlayıp sunduğu "Radyo ve Televizyon" konulu sunumu aşağıdaki resme tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Halkla İlişkiler Uygulamaları - Basınla İlişkiler

Halkla İlişkiler Uygulamaları dersi kapsamında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Deniz Çelik' in hazırlayıp sunduğu "Basınla İlişkiler" konulu sunumu aşağıdaki resme tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Halkla İlişkiler Uygulamaları - Sunum Teknikleri

Halkla İlişkiler Uygulamaları dersi kapsamında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Esra Nur Bozkurt' un hazırlayıp sunduğu "Sunum Teknikleri" konulu sunumu aşağıdaki resme tıklayarak inceleyebilirsiniz.

1 Kasım 2011 Salı

TERSYÜZ GENÇLİK: ZAMAN YÖNETİMİ

TERSYÜZ GENÇLİK: ZAMAN YÖNETİMİ: Aşağıdaki gerçek hikâye Kellog Business School'da (Northwestern Üniversitesi) İş İdaresi mastır öğrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profe...

15 Ekim 2011 Cumartesi

Bol Ödüllü Kısa Film: Kırmızı Sandalye

ERÜ İletişim Fakültesi RST Bölümü öğrencilerimizden, yönetmenliğini Selim TUNCA’nın yaptığı “KIRMIZI SANDALYE” isimli anlatı filmi iki yarışmadan birer ödül aldı. Film (GSSD) “Genç Sanatçılar ve Sanatseverler Derneği”nin düzenlediği “1. Ulusal Kısa Film Yarışması” Kurmaca Dalında “1. FİLM ÖDÜLÜ”nü (15 Temmuz 2011); “TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi” tarafından, okul öncesi çocuklara ve ilköğretim okullarındaki çocuklara yönelik olarak yürütülen, çocuklarda mimarlık ve kent kültürüne dair farkındalık yaratılmasını hedefleyen “Kısa Film” Yarışması’nda da “İKİNCİLİK ÖDÜLÜ”nü (30 Eylül 2011) aldı.






Film, beş altı yaşlarındaki bir erkek çocuğun, kız arkadaşının oturduğu evin kapı ziline ulaşabilmek için küçük sandalyesini sürükleyerek taşımasını anlatmaktadır. Selim TUNCA’nın yanı sıra, filmde emeği geçen ekip arkadaşları Ali Mert KOÇBULUT, Fatma Birsen AKÇAY, Eda KESKİN, Muhammed GEDİK ve Tuba KOCAMAN’ı ve tüm Erciyes Film Atölyesi çalışanlarını ve Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Elemanlarını ve tüm çalışanlarını tebrik ediyor, bu ve diğer filmleri ile başarılarının devamını diliyorum. 

12 Ekim 2011 Çarşamba

ABD Başkanı Barack Hussein Obama, Baybars Altuntaş’la Beyaz Saray’da Birebir Görüşme Gerçekleştirdi.




Görüşme sonrasında Başkan Obama Baybars Altuntaş'ı uğurlarken. Başkan Obama yaptığı konuşmada 2011 yılında düzenlenecek bir sonraki Girişimcilik Zirvesi'nin evsahipliğini Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de yapacağını duyurdu.

8 Ekim 2011 Cumartesi

Kayseri' de sanatı ne yapacağız?

Geçtiğimiz hafta Kadir Has Kongre Merkezinde İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu' nun icra ettiği "Acemaşiran Mevlevi Ayini" vardı. Ayin tek kelimeyle muhteşemdi. Sazendeler bazen tempoyu arttırıyor, bazen volümü arttırıyor, insanı oturduğu yerden coşturuyorken bazen tempo düşüyor, ses azalıyor, insan bir "neydim ne oldum" haline giriyordu. Harika bir icraydı, muhteşem bir performanstı.. İstanbul' da kişi başı 25 TL vererek seyretmek için kuyrukların oluştuğu bir kitleye nazaran Erciyes Üniversitesi' nin Sempozyumu dahilinde biletsiz olarak icra edilen bu kıymetli gösteriye Kayseri halkımızın ilgisi alakası, yine yoktu yine yoktu yine yoktu..
Bölüm bölüm dolmakla birlikte genel itibariyle salon boştu.. Kayseri' de sanatı nasıl sevdireceğiz acaba...

19 Eylül 2011 Pazartesi

Sınavsız İkinci Üniversite

Tüm Üniversite Öğrencilerine ve Mezunlarına İkinci Üniversite İmkanı

Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi Önlisans Programlarından "Fotoğrafçılık ve Kameramanlık" adlı bölümün kayıtlarının duyurusunu yapmış bulunmaktadır. Bu bölüme sınavsız olarak mezun veya halen bir programda okuyup ikinci üniversitesini de okumak isteyen kişiler başvurabiliyor. Fotoğrafçılığın haricinde işletme, halkla ilişkiler, felsefe, medya ve iletişim gibi, otuzun üzerinde önlisans ve lisans programı mevcut..

Kayıt Tarihi: 17 Ekim 2011 - 25 Ekim 2011


9 Eylül 2011 Cuma

İngilizce Eğitim Politikaları

Eser Karakaş' ın 4 Eylül 2011 tarihli Star Gazetesi' ndeki yazısıdır.

21 yüzyılda, bireylerin eğitiminde, dünya ile ilişkilerinde, iş yaşamlarında, kültürel faaliyetlerinde ingilizce çok önemli olacak.

Hattta muhtemelen öğrenilen diğer bilgilerden daha da önemli olacak.
En basiti, orta düzeyde bir ingilizce bilgisine sahip değilseniz, internet kullanımında sorunlar çıkabilir ve internet kullanımında sorun varsa, eğitim de, iş ilişkileri de, kültürel faaliyetler de aksar.Bu durum, bugün için bile böyle, yarın çok daha önemli, belirleyici olacak.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ney Üflemek İçin Nota Bilmek Gerekir mi?

Ney üflemede ecdadımızın eğitim şekli meşk usûlüdür. Yani üstadın dizinin dibine oturursunuz, dizlere usûl vura vura birebir üfler, çalışır, meşk edersiniz. Nota değil, usûl temeldir. Ama günümüzde elbetteki böyle birebir eğitim lüks :)

Sadece ney için değil, başka hangi enstürman olursa olsun nota olmazsa olmazlarımızdandır eğitim esnasında..

Nota malûmunuz her ne kadar Endülüs Medeniyeti' nden batıya geçmiş olsa da tamamiyle batı müziği hakimiyetinde olan eğitim metodudur. Batı müziğinde herşey notaya yazılır, birebir nota takip edilerek eserler icra edilir.
Türk müziğinde ise batı müziğinin kullandığı notalar kifayetsiz kalır, makamlarımızı icra ederken özellikle bu yetersizliği birebir görürsünüz. Uşşak Makâmının nota üzerinde donanımı yazılırken Sİ (portenin ortasındaki çizgi) notası, arıza olarak bir komalık bemol ile gösterilir. Oysa her uşşak makâmı icra eden kişi, Sİ notasını bir komadan daha pes (sesi kalınlaştırarak) icra eder. Uşşak makâmında, dinleyene o "ne olacak benim bu halim, neydim ne oldum yauuuww" hissiyatını veren, bu pesleştirmedir :)

5 Eylül 2011 Pazartesi

4 Eylül 2011 Pazar

Prof. Dr. Fuat Sezgin Kimdir?

"Hocam bir gün bana sordu; kaç saat çalışıyorsunuz? Ben, günde 13-14 saat çalışıyorum dedim. 'Ne, dedi. Bu tempoyla bir bilim adamı olamazsınız. Eğer bilim adamı olmak istiyorsanız bunu çok daha artırmalısınız' dedi. O, günde 24 saat çalışırdı. Günler uzun olsaydı, daha çok çalışacaktı. Ben ondan sonra çalışmamı, 17 saate çıkardım. Bu, 70 yaşıma girinceye kadar devam etti. 70 yaşımdan sonra, çalışmamı, bir iki saat azalttım. Aşağı yukarı, 13-14 saat çalışmaya gayret ediyordum."
Yazının Devamı İçin Tıklayınız..

2 Eylül 2011 Cuma

Her neyzen adayının okuması gereken roman: Suskunlar

İhsan Oktay Anar' ın bu emsalsiz romanını nasıl anlatsam bilmiyorum. Hikaye itibariyle gayet enteresan zaten,  bir kaç noktada sıkılmadım değil okurken ama roman genel itibariyle çok sürükleyici.. En önemlisi de, kitabın bölümleri ilerledikçe insanın içinde dayanılmaz bir ney üfleme arzusu uyanıyor, hele de romanın sonunu getirince.. :) İletşim Yayınları' ndan çıkmış, gayet anlaşılır bir dille yazılmış olan bu eseri her neyzen adayı mutlaka okumalı..  

Ney Dergisi, Sayı:4


"Neyforum.biz" in hazırlamış olduğu son sayının misafiri Neyzen Ömer Özçelik.. Benim mansur neyi de kendisi açmıştı sağolsun Allah razı olsun.. Okumanızı tavsiye ederim.
Ayrıca "neyforum.biz" sitesinin forumunda merak ettiğiniz şeyler konusunda sağlam yardım alabilir, nota arşivinden eserlerin notalarını edinebilirsiniz. Geniş kapsamlı hazırlanmış olan site, neyzen adaylarının demirbaş sitelerinden biri..

1 Eylül 2011 Perşembe

Kapalı Çarşıda Bir Kuyumcu Dükkanı "Ömer Erdoğdular"


Dergah Dergisi' nin 156. Sayısında Süleyman Seyfi Öğün tarafından hazırlanmış olan otobiyografi niteliğindeki, hocamız "NEYZEN ÖMER ERDOĞDULAR" hakkındaki nefis makale..   


Ömer Erdoğdular Hocamızın YouTube Kayıtları:

1) Şevk Efza Taksim ve Peşrev
2) Öğrencileriyle birlikte Nikriz Sirto


Neyde Dem Sesleri Rahat Çıkarmak İçin..

Grubumuzda en fazla sorulan sorulardan biri de neyden nasıl dem seslerin çıkarılacağı üzerinedir. Efenim, dem sesleri çıkarmak için temelde 3 unsur vardır:


1) Şiddetli Sıcak Nefes..Neye mümkün olduğunca en sıcak nefes üflenmelidir. Taa ciğerden gelen o sesi  "Allah Huu" derken ki "Huu" yu söylerken elde edebiliriz.. "Huu" yu tabi kışın donmuş ellerimizi ısıtmak için o "huuuh huuhh!" lamalar gibi ısıtarak söylersek ideal nefesi yakalamış oluruz inşAllah..

30 Ağustos 2011 Salı

Hicaz Medhal

Kudümzen: Ömer KÖSE
Ney üfleyen: Bendeniz Mustafa CINGI

İyi Ney Üflemek İçin Kimleri Dinlemek Gereklidir?

Bir kere iyi ney üflemek için kesinlikle ve kesinlikle bool bol dinlemek gereklidir.
Neyde sağlam bir kulak elde edebilmek için üstadların icralarını bolbol dinlemek gereklidir.. Peki Üstadlarımız kimlerdir?
Efenim, bir liste haline getirmek gerekirse şu şekilde bir sıralama yapabiliriz:

1) Tanburi Cemil Bey
http://www.youtube.com/watch?v=s5BkmxMZCs8

2) Niyazi Sayın
http://www.youtube.com/watch?v=uBcskYe_d0k

3) Necdet Yaşar
http://www.youtube.com/watch?v=T8Rca3DRgWc

4) Sadreddin Özçimi
http://www.youtube.com/watch?v=9CvRDDJxahY

5) Ahmed Şahin
http://www.youtube.com/watch?v=mgpYaD2h_2A

Ney Üflemek İçin Hoca Gerekli midir?

Arkadaşlar, sadece ney için değil, aklıma gelen tüm enstürmanlar için temel ve detayları gösteren bir yol gösterici, bir hoca gereklidir. Ney için de bir yol gösteren gereklidir. Bazen duyuyorum neyden "3 ayda ses çıkardım", "6 ayda ses çıkardım" vs. diyenleri.. Şahit olduğum durumu size aktarayım, size şöyle şöyle yapmalısın, dudağı şöyle yapmalısın, başpareyi şuraya koymalısın, üfleme şiddeti şu şekilde olmalı vs gibi yolları gösteren bir mürşidin önderliğinde neredeyse her "ilk defa üfleyen" sesi bir kaç saat içinde çıkarmıştır. Dudak yapısına da bağlı biraz ama öyle aylar vs söz konusu değil kesinlikle, Allah' ın izniyle..

Bir hoca gereklidir bu elzem :)

Burada hocanın gösterdiklerinin yanında, ek kaynak olarak gerçekten fazlasıyla istifade ettiğim üç kaynağı paylaşmak istiyorum.

Canon Kullanıcıları İçin Harika Bir Site

Acizane ufak tefek fotoğraf merakımızı tatmin etmek için Canon 550D makinemizle dağ bayır fotoğraf çektik ama afaki idi tabi.. Neyin niçin nasıl yapılması hakkında bir çok tecrübeli, amatör, profesyonel, usta ve üstad ismi barındıran www.canonturk.com sitesini bulunca bayağı bir bilgi sahibi oldum. Açıklamalar, tecrübe paylaşımları, teknik meselelerin çözümleri, ekipman tedariği, resimler ve videolarla bayağı detaylı ve geniş bir site. Hele hele benim gibi yeni başlayanlar için bulunmaz bilgiler sunuyor.. Tüm Canon DSLR kullanıcılarına ve fotoğraf severlere tavsiye ederim.



29 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan Bayramınız "Bülbül Uşşak" ile mübarek olsun :)

Ramazan bayramınız ve mübarek 11 aylarınız mübarek olsun :) Kutlamayı Bülbül Uşşak ile yapalım istedim, Tanbur: Kazım Oğuzman (o şimdi asker :D), Ney: Bendeniz


28 Ağustos 2011 Pazar

Kayseri de Ney Kursu

Facebook üzerinden kurmuş olduğumuz gruba en fazla gelen sorulardan biri, Kayseri' de nereden ney eğitimi alınabileceği üzere..
Efenim Kayseri' de benim bilgim dahilinde olan 3 farklı eğitim merkezi mevcuttur.

1) Benim de derslerine büyük bir zevkle iştirak ettiğim Mustafa DEMİR Hocamızın kursu (İlim Yayma Cemiyeti' nde, cumartesi günü saat 14:00' da başlıyor.)

2) Hakkı Tekin Hocamızın kursu (bildiğim kadarıyla Şehir Tiyatrosu' nun karşı sokağında ki Asya Müzik Evi' nde derslerine devam etmektedir.)

3) Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı (Melikgazi Belediyesi Nikah Salonu' nun yanında. İlk ve orta öğretim okullarının açılması zamanlarında öğrenci alımına başlar, okullar tatil olana kadar devam eder..)
İnşAllah faydalı olmuştur..


Kayseri Neyzenler Cemiyeti Facebook Sayfası için TIKLAYIN.. 

1 Nisan 2011 Cuma

Bu yazıyı aldığınıza göre

Merhaba,
Bu yazıyı aldığınıza göre ya sms ile, ya e-mail ile veya Facebook vs gibi çeşitli online iletişim araçlarıyla benden sınavınız veya notunuz ile alakalı bazı düzeltmeler yapmamı istemişsinizdir ya da bir tartışma ortamına girmişsinizdir.

Ben de talebeydim. Bazı durumlarda hocalarımdan not istedim, bazen hocama kızdım, bazen tartıştım. Fakat bunların tamamını hocam ile bizzat görüşerek yaptım. Ne telefonda sms ile, ne de e-mail vs ile.

Bu durum vesilesiyle bir tavsiyede bulunarak noktayı koyalım:
Mühim mevzularda online ortamlar vasıtasıyla değil, hocalarınızla bizzat gidip odasında görüşünüz.
Hayırlı çalışmalar dilerim..
Mustafa CINGI